Kısa Fıkralar

Karadenizli bir dedeye sormuşlar;
- Küresel ısınma hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dede cevap verir;
- Valla evladım hiç bişey sobanın yerini tutmayy

Nasrettin Hoca bir gün azgın mı azgın, inatçı mı inatçı bir katıra binmiş, pazara gidiyormuş. Fakat hayvanı bir türlü gideceği yöne çevirememiş, yoldan geçenler:

— Hocam, nereye gidiyorsun böyle? Hocanın sabrı tükenmiş:

— Görmüyor musun? katırın istediği yere!... demiş.

Hoca bir gün anahtarını kaybetmiş. Bahçede döne döne ararken hanımı sormuş:
— Anahtarını nerede düşürdün bey?
— Bre kadın, nerede düşürdüğümü bilsem hiç arar mıyım?

Bir adam handa üç yumurta yer. Hanın sahibi 300 akçe ister. "Neden bu kadar çok istiyorsun?" der adam. Hancı da "Çünkü yumurtaları yemeseydin içlerinden civcivler çıkacak tavuklarım olacaktı" der.

Temel bir gün kahveye girmiş. Üstü başı hırpalanmış. "Ne oldu Temel?" diye sormuşlar. Temel:
- Kaynanamı gömdük. Kahvedekiler:
- İyi de bu halin ne?
- Biraz direndi de.

Bir gün Nasreddin Hoca'yı siyah elbiseleriyle görenler:

- Ne oldu Hoca Efendi, bugün karalar giymişsin? Demişler Hoca da;

- Oğlumun babası öldü de, onun yasını tutuyorum, demiş.

Bir öğrenci bir gün öğretmenine şöyle bir soru sorar:
— Öğretmenim zeki ile salak arasındaki fark nedir?

Salaklar daima konuşur ama zekiler daima şüphecidir.
— Emin misiniz öğretmenim?

Adamın biri bir gün sigara bırakma hattını aramış. Demiş ki:
- Benim eve de sigara bırakır mısın gardaş