Karadeniz Fıkraları

Karadenizli bir dedeye sormuşlar;
- Küresel ısınma hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dede cevap verir;
- Valla evladım hiç bişey sobanın yerini tutmayy

İki Karadenizli uçağa binmiş. Uçak havalandıktan sonra uçağın motorlarından biri bozulmuş. Pilot anons etmiş:
– Uçağımızın bir motoru bozulmuştur. Telaşa gerek yoktur.
Aradan çok geçmeden ikinci motor da bozulmuş. Pilot anons etmiş:
– Uçağın ikinci motoru da bozuldu... Temel Dursun'a dönmüş:
– Tursun desene ha bu g... fıkranın devamı

Oflu hoca Cuma namazında içki içenleri fena azarlıyordu:
— Paranızı sokağa atıyorsunuz! Kazanan kim? Meyhaneci...
En büyük dükkan kimin? Meyhanecinin...
En güzel ev kimin? Meyhanecinin...
Ya en güzel araba? Meyhanecinin.
Bu paraları veren kim? Ha sizin gibi kafasızlar...

Aradan 2 hafta ge... fıkranın devamı

Türk, Alman ve Japonlardan oluşan bir heyet Boğaza bir köprü yapmış. Fıkra bu ya... Köprünün açılışı yapılırken, büyük bir gürültüyle köprü çökmüş. Japon "Gitti bütün emeklerim. Mahvoldu kumlarım" diyerek harakiri yapmış. Alman, "Gitti çeliklerim, tonlarca çeliğim mahvoldu" diyerek silahıyla intihar etmiş. Tüm bu olan... fıkranın devamı

Bir kadın Karadeniz'de bir restorana girmiş. Laz böreği istemiş. Garson da getirmiş. Kadın garsona sormuş;
- Neden yapılıyor bu börek? Garson da;
- Neden yapılmasın, herkes seviyor, demiş.

Temel bir gün İspanya'ya gitmiş bir arkadaşının tavsiyesi ile bir restorana girmiş ve "Bana en güzel yemeği getirin" demiş. Garsonun getirdiği yemeği temel afiyetle yemiş ve garson bu yemeğin ne olduğunu sormuş garson da "boğanın testisleri" demiş ve Temel İspanya'dan ayrılıp Türkiye'ye dönmüş daha sonra Temel işleri n... fıkranın devamı

Temel bir gün, Dursun'un bakkalına yumurta almaya gitmiş. Dursun yumurtaları en küçüğünden seçerek vermiş. Temel:
- Ula Dursun niya en küçüklerindan seçup vereysun?
- Daha iyi taşıyasun diye
Sonra Temel parayı eksik vermiş;
- Neden parayu eksuk vereysun da
- Daha kolay sayasun diye

Karadenizli Mustafa bir gün uçakta yolculuk etmekteymiş.yanına birisi oturmuş.bir süre sonra canı sıkılan adam Mustafa'ya elini uzatmış:

— Ben BOND, JAMES BOND demiş.Bizimki de elini uzatır:

— Bende TAFA, MUS-TAFA der.:)